Edip Yüksel, ummu'l kur'a ibaresini "başkent" olarak çevirmiş.. Ne güzel..

Edip Yüksel, ummu'l kur'a ibaresini "başkent" olarak çevirmiş.. Ne güzel..
"Bundan sonra sana verilen emirleri harfiyen yerine getireceksin. Şimdi bulunduğun yerde onuncu yıl marşını söyleyerek uygun adım yerinde sayacaksın!"
Yazının başlığı çarpıcı olabilir. Bunca adaletsizlik içinde böyle bir başlık olabilir mi diyenleriniz de olabilir. Ben adalet yerine imanı da koyabilirsiniz. Adaletin yerine başka şeyleri de koyabilirsiniz. Kastım şu ki, İslam bütüncül haliyle kabul edilmeli ve o haline göre istikameti belirlenmelidir. Gayret bu yönde olmalıdır. Adalet diyen başka konuda savrulabiliyor, iman diyen başka konuda... İstikamet böyle mi olmalı?
Dolayısıyla Müslümanın tek değeri adalet değildir, onunla beraber toplumsal ıslah ve tebliğ görevi de vardır. Ve Kuranla sabit başka görevleri de...
Bazılarının varsa yoksa işi dindarların eksikliği, hataları, günahları. Kimisinin dindarlığı kültürel de olabilir, ama sürekli böylesini tan etmek üstün dindarlık değil yani. Dindarların elbette eleştirilecek yönleri var. Ama sürekli onları gündemde tutup çamur at tutmazsa izi kalır mantığı ile yaftalamalar bu kardeşleri aşırı tatmin ediyor. Ama nedense kendileri dindar olma yolunda değiller.
Hem sanki kendileri imtihanda değillermiş gibi.
Egemenlik, sebeblerin değil Allah'ındır. Allah izin vermeyince hiçbir sebeple yaprak bile oynamaz. Böyle olduğunu fıtrat bilir, onun için sıkıştığı zaman Allah'a yalvarır. /Elmalılı/Hak Dini Kur'an Dili
///
Şımarıkça ifadeler rızkın daralmasının bir sebebi olabilir.
Hem Buhari'nin hem de Müslim'in sahihlerinde yer verdikleri şu rivayet ölçü hususunda bulanıklığa yer olmadığını; Allah ve Resulü'nün nehyi ya da tasvibi söz konusu olduğunda kişisel fikirlerimizi, eğilimlerimizi, duygularımızı bir kenara bırakmamız gerektiğini bize hatırlatan güzel bir örnektir.
Hz. Ömer mescitte şiir okuyan Hassan b. Sabit'e rahatsızlığını belirtir bir şekilde bakınca Hassan: "Bu mescitte senden daha hayırlı biri var iken de ben şiir okuyordum." der ve destek için Ebu Hureyre'ye döner: "Allah için söyle!" 'Sen benim adıma cevap ve, Resulullah'ın 'Allah'ım onu Ruhul Kudüs'le destekle!" dediğini duymadın mı? Ebu Hureyre: "Evet, Resulullah öyle buyurdu" cevabını verir.
Allah ondan razı olsun Mü'minlerin Emiri Ömer sert mizaçlı biriydi; yanlışa tahammül etmez, hoşlanmadığı şeylere çabuk kızar, tepki gösterirdi. Bu olayda da Mescidi Nebi gibi müstesna bir yerde şiir okunmasını garipsemiş, uygun bulmamış, tepki göstermişti. Ama Resulullah'ın huzurunda iken de aynı mekanda şiir okunduğu şahit gösterilmek suretiyle kendisine hatırlatılınca hemen tavrını değiştirmiş, tepkisinden vazgeçmişti.
(Bu hadis Haksöz dergisinin 368. sayısından Rıdvan Kaya'nın yazısından alınmıştır.)
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...