Sorsan "Müslümanım" diyecek kişiler, adına "insanlık" denilecek bir dine girmişler gibi.
Farkındalar mı bilmiyorum ama bu da bir çeşit küfür olabilir.
Sorsan "Müslümanım" diyecek kişiler, adına "insanlık" denilecek bir dine girmişler gibi.
Farkındalar mı bilmiyorum ama bu da bir çeşit küfür olabilir.
Bir mobilya alacağı zaman en az üç yere soranlar, dini bilgi edinirken en az üç farklı görüşe bakma zahmetine girmiyorlar.
Sonradan farklı şeyler duyunca ilk öğrendiği bilgiyi artık pekiştir(il)diği için kritik yapma yerine ölümüne sarılıyor o bilgiye.
İnsan unutkanlıkla malul bir varlıktır. Ayrıca dünyevileşme zaafiyeti vardır. Bununla da beraber apaçık bir düşmanı olan iblis vardır. Tüm bunların yanında Müslüman olan şahsiyetin kendisini bekleyen şahitlik görevi vardır. Yani örnek olma, model olma ve Hakka olan bağlılığını hayatında pratize ederek şahitliğini yerine getirme görevi… Bu nedenle şahitlik/şehadet görevinin bünyesinde “bilinç” haline durmalıdır. Zira bilinç haline gelen bilgi, eyleme döner.
Sosyoloji de böyle bir kural var mı bilmiyorum ama ben olabileceğini düşünüyorum. Tespit ettiğim kural şu:
Mesela kürtlerin bir kısmı öyle tutulmuş ki ırkçılık hastalığına (istedikleri kadar değil desinler), arakandan, filistinden, doğu türkistandan, çeçenistandan bahseden kürtleri ağır dille aşağılıyorlar... Bu manzara zehrin etkisidir işte... Halbuki ümmet şuurunda olanlar tüm coğrafyaları dikkate aldığı gibi kürdistan coğrafyasını da dikkate aldılar. Bu bilinen bir gerçek. Ama şimdi batıcı ulusalcılığa tutulmuş olan kürtler tıpkı türkler ve araplar gibi batıcı, ulusalcı bir devlet ve peşindeler.. /mt
Anne babaların kıymetini bilelim. Modern yaşam onları yalnız bırakmaya zorluyor gençleri.. Buna direnelim. Geniş aile ruhu önemli. Zaten çekirdek aile ızdırap dolu.
İZUTSU'DAN "ZENİM" KELİMESİNİN ETİMOLOJİSİNE DAİR. İlgilisine!
__ Kimmiş bakayım sizin Rabbiniz ey Musa? __ Bizim Rabbimiz her şeyin YARATIŞINI (helqehu) takdir edip, sonra da yaratılış AMACINA (heda) y...